top of page

Sigorta Şirketleri 2024.Eylül Sonuçları

Yazarın fotoğrafı: Canan YilmazCanan Yilmaz

Oran Analizi


Sigorta şirketlerinin 2024 yılı 3. Dönemine ait kar zarar ve bilanço verileri TSB tarafından yayınlanan istatistiklerle kamuya açıklandı. Geçen çeyrek ilk defa paylaşmış olduğum oran analizini yine aynı göstergeler üzerinden bu defa 3.çeyrek verilerini baz alarak şirket bazında ve bazı göstergeler özelinde bir önceki çeyreğe göre kıyaslayarak paylaşacağım.


Kullanılan analiz ve modele ilişkin detaylara, akademik açıklamalara bir önceki yazıda detaylı değindiğim için burada tekrar yer vermeyeceğim, ayrıca önceden belirttiğim üzere faaliyete ilişkin yapılabilecek pek çok farklı analiz (dikey, yatay, trend analizi ve karşılaştırma vs) ve bakılabilecek ilave göstergeler var ama burada tez çalışmamda kullandığım belli başlı oranları sadece paylaşacağım. Hasar/prim, genel gider oranı dahil olmak üzere sık kullanılan istatistiklere TSB sitesinde yayınlanan raporlardan ulaşabilirsiniz.


3 ana başlıkta şirket bazında analiz edeceğimiz veriler: faaliyete, sermaye yeterliliğine ve likidite- aktif kalitesine ilişkin oranlar üzerinden olacak.


Genel sonuçlara baktığımızda, sektör teknik sonuçlarının 3.çeyrek sonu bir önceki döneme göre çok belirgin olmayan bir iyileşme kaydettiğini görüyoruz. Sektörün bileşik rasyosu az da olsa iyileşme göstermiş, ancak branş detaylarına baktığımızda özellikle Kasko branşının teknik sonuçlarında net bir bozulma olduğunu görüyoruz. Yangın branşı önceki döneme göre paralel seyrederken, sağlık branşında da iyileşme söz konusu. Kara araçları sorumluluk branşının bileşik rasyosu yüksek iskonto oranlarına rağmen hala çok yüksek,142,3% seviyesinde, ancak ilk 6 aya göre bu çeyrekte belirgin bir düşüş gerçekleşmiş.


Burada dikkat çekilmesi gereken önemli bir konu, ara dönem olması kaynaklı Eylül sonu verilerin bağımsız denetimden geçmemiş sonuçlar olması. Bu özellikle Trafik ve sorumluluk branşlarında şirketlerin ayırmış olduğu rezervin yeterlilik durumunun denetimi açısından önemli bir konudur, yıl sonunda denetimden geçmiş mali tablolarda duruma tekrar bakmak gerekir.


HD Şirketlerin HD Branş sonuçları:

Net Bileşik Rasyo : (1-(Teknik Kar zarar- Teknik olmayan bölümden aktarılan yatırım gelirleri)/ (Yazılan Prim (net)+ KPK Değişimi (Net)))


Kara ilişkin sonuçlara baktığımızda, önceki yıla göre analize konu olan şirketlerinin toplam sonucunun enflasyon üstü artış gösterdiğini ve birkaç şirket dışında hemen her şirketin karlı sonuç elde ettiğini görüyoruz. Bu karın bileşenlerine aşağıdaki kısımda daha detaylı değineceğim.


Geçen yılın aynı dönemine göre (Eylül 2023) baktığımızda, Türkiye, Ray, Bupa Acıbadem, Mapfre, Doğa, Ankara, Bereket, Koru ve Magdeburger’de çok yüksek kar artışları söz konusu. Geçen yıl kar edip, bu yıl zarar açıklayan 4 şirket ise Türk Nippon, Ana, Aveon, ve Turkcell Digital.


Sektörün toplam özkaynak büyüklüğü 178,8 milyar TL, özkaynak karlılığına aslında dönem içinde sermaye artışı yapmış şirketler olabileceği için ortalama özkaynak ve net kar üzerinden bakmak daha doğru sonuç verir, burada pratik olmak için vergi öncesi ve dönem sonu olarak baktım ancak yıl sonunda 4 çeyrek üzerinden net kar ve ortalama alarak inceleyebiliriz.



1/ Faaliyete İlişkin Oranlar:


Hayat dışı şirketlerin hayat dışı branşlardaki faaliyet sonuçlarına göre sektörün vergi öncesi karı 67,8 milyar TL olurken, bileşik rasyosu 109,7% olarak gerçekleşti ve bu rasyo 26,3 milyar TL teknik zarara işaret etmekte. Sektörün teknik zarar oranı yazılan brüt primlere göre 5% seviyesinde, ilk 6 aya paralel seviyede gerçekleşmiş. Şirket bazında çok farklılaşan sonuçlar olmakla birlikte, sigortacılık faaliyetinden teknik kar edenlerin 6 şirketle sınırlı kaldığını görüyoruz (yeşil boyalı olanlar).


Net Bileşik Rasyo : (1-(Teknik Kar zarar- Teknik olmayan bölümden aktarılan yatırım gelirleri)/ (Yazılan Prim (net)+ KPK Değişimi (Net)))


Burada yer vermediğim detay sonuçlara göre Trafik branşında faaliyet göstermeyen ve iyi bir portföy çeşitliliği olan şirketlere ek olarak, Trafik branşında aktif olan şirketler içinde yine önceki dönemde olduğu gibi Türkiye Sigorta ve Ray Sigorta 100% ün altında bileşik rasyoya sahip, ek olarak bu dönem Ankara Sigorta da listeye girmiş.


6 şirket dışında, diğer aktörlerin vergi öncesi karının tamamı mali bölümden kaynaklanıyor. Toplam mali kar (amortisman dahil net yatırım karı) 94,1 milyar TL seviyesinde olurken, mali gelirlerin prime oranının bir önceki çeyrek sonuçlarına göre artarak 19% olduğunu görüyoruz (Haziran sonu 17,9%). Değerleme ve iştirak gelirlerini elediğimizde de mali gelirlerin kara etkisi 18,6% seviyesinde.


Bir önceki dönemden farklı olarak, Eylül sonuçlarına baktığımızda daha az sayıda şirketin sektör ortalamasının üzerinde bir mali gelir performansı söz konusu (pembe boyalı olanlar sektörün altında getiri rasyosuna sahip). Burada başlıca sebepler; şirketlerin ilk 6 aydan farklı olarak daha fazla sabit getirili enstrümanlara yönelmesi, aynı zamanda sermaye piyasasında Temmuz sonrası yaşanan dalgalı seyir ve jeopolitik riskler kaynaklı hisse senedi ve değişken fonlarda yaşanan düşüşler olabilir.


İstisnai gelir kalemi olmadan sektörün üzerinde getiri sağlayan tüm şirketler için oldukça iyi bir performans olduğunu söyleyebiliriz. İlk 10 şirkete baktığımızda, Allianz, Anadolu, Bupa, Quick, Neova ve Unico sektör ortalamasının çok üzerinde bir mali sonuç performansına sahip. Getiri oranı çok düşük kalan bazı şirketlere baktığımızda ağırlıklı olarak tahvil ve döviz mevduatta kalan şirketler olduğunu görüyoruz; kontrollü dalgalı kur rejimi ortamında döviz getirileri enflasyonun gerisinde kaldı ve bir süre daha devam edecek gibi duruyor. Bazı şirketlerin ise alacak rasyosunun çok büyük olması, likiditesinin düşük olması daha zayıf getiriye sebep olabilir. Finansal getiriyi gerçek anlamda analiz etmek için şirketlerin elde tuttuğu enstrüman bazında ve uygulanabilir portföyler için IRR ve MTM yaparak hesaplamak en doğru yaklaşım olur, orada da eksiksiz bir karşılaştırma için çok fazla detay çalışmak gerekeceğinden genel performansa mali sonuç /prim rasyosu üzerinden bakıyoruz.


Kimi şirketlerde bina/arsa değerleme ve temettü gelirleri oldukça yüksek, uluslararası muhasebe standartlarına göre daha iyi bir karşılaştırma yapmak için bu gelirleri hariç tuttuğumuzda Allianz, Mapfre, Doğa, HDI ve AcnTürk’ün oranları azalıyor. Sonuncunun değerleme harici mali sonucu negatife dönüyor, önceki dönemde olduğu gibi şirket karının neredeyse tamamı bu değerleme geliri kaynaklı gözüküyor.


Sonuç olarak, diğer pek çok sektörden farklı olarak Sigorta şirketleri enflasyon muhasebesi uygulamadığı için bilanço karlarında önceki yıla göre çok önemli artışlar elde etti, aynı zamanda sektörün yapısı gereği şirketlerin borçlanmaması yüksek faiz ortamından olumlu etkilenmesine imkân tanıdı. Ancak yavaş yavaş bu trendin sonuna geliyoruz; Kasım ayı enflasyonunun 2%’nin altında gelmesi durumunda TCMB’nin faiz indirimine aralık ayında başlaması bekleniyor. Dezenflasyonda önemli bir adım kaydedilmeden başlaması muhtemel erken faiz indirimleri sigorta şirketlerinin mali gelir stratejilerini yeniden gözden geçirmesini gerektirecek. Alternatif getirileri bulma zorluğu bir süre daha devam edecek gibi; jeopolitik riskler, ABD’nin yeni yönetim sonrası ekonomik uygulamaları, bizdeki yüksek enflasyon ve son açıklanan veriye göre teknik olarak 2 çeyrek üst üste küçülerek durağanlığa giren ekonomimizin durumu 2025 yılı için izlenmesi gereken önemli faktörler.


Teknik bölümde yer alan 26,3 milyar TL zarar hangi branşlardan geliyor?


26,3 Milyar TL’lik net teknik zararın 36,0 milyar TL’si Kara Araçları sorumluluk (Trafik + IMM) branşından geliyor, bu branşı hariç tuttuğumuzda sektörün net teknik sonucu 9,7 milyar TL kar olarak gerçekleşmiş. İlk 10’da yer alan şirketlerde sadece Ray Sigorta’nın Trafik+IMM sonucu karlı seviyede (bu branşın primi üzerinden 0,5% kar marjı, bileşik rasyosu 98,7%) iken ilk 10’da en yüksek Trafik+IMM zararı Türkiye Sigorta’da.



2/ Sermaye Yeterliliğine İlişkin Oranlar


Temelde 3 rasyo ile sermaye durumu analiz edilir, yıl sonunda bunlara ek olarak bir de sermaye yeterlilik rasyosuna bakılabilir (ara dönemde bu oran açıklanmıyor).

Bugüne kadar yapılan akademik çalışmalarda ele alındığı üzere:

  • Brüt yazılan primlerin özkaynaklara oranını gösteren rasyonun sigorta şirketleri için 4’ten küçük olması beklenir, bu rasyonun 4’ten büyük olması özsermayenin büyümeye oranla yetersiz olduğu şeklinde yorumlanır. Sektörün geneline baktığımızda, ilk 6 ayda 2,09 olan rasyonun 9.ay sonu zayıflayarak 2,77’ye yükseldiğini görüyoruz.

  • Özkaynak/ Aktif oranı ise işletmenin uzun vadeli borç ödeme gücünü gösterir, ilk 6 aya paralel olarak sektör genelinde bu oranın 0,25 olduğunu görüyoruz. Şirket bazında bakıldığında bu oranının sektör ortalamasında olması beklenir.

  • Özkaynak/ teknik karşılıklar rasyosu ne kadar yüksekse sermaye yapısı o kadar güçlüdür. Şirket bazında bakıldığında bu oranının sektör ortalamasında olması beklenir.

 

Bu kapsamda ilk 10’da yer alan şirketlere baktığımızda Türkiye, Allianz, Anadolu, Bupa ve Quick Sigortanın her üç oran bazında da sektör ortalaması veya eşik değerin üzerinde performansa sahip olduğu görülmüştür. Gri boyalı 14 şirket ise sektör ortalamasının altında rasyolara sahiptir, geçen analizde 10 şirket her üç rasyoda da sektör performansının altındayken bu dönem 4 yeni şirketin daha listeye girdiğini görüyoruz. Önceki analizde listeye takılmayıp bu dönem girenler kırmızı ok, listede tekrar yer alanlar mavi ok, göstergesi iyileşip listeden çıkanlar ise yeşil okla gösterilmiştir. Bu şirketlerin bazılarının dönem zararı dikkate alındığında sermaye yeterlilik rasyosunun %100’ün altında olduğu tahmin edilmektedir.



3/ Aktif Kalitesi ve Likiditeye İlişkin Oranlar


Cari oran ve likidite oranı sigorta şirketlerinin kısa vadeli yükümlülüklerini yerine getirebilme güçlerini ölçümler. Normal şartlarda cari rasyonun hayat dışı branşta faaliyet gösteren sigorta şirketleri için 1,5-1,7’den düşük olmaması, likidite oranının ise 1’den büyük olması beklenir. Ancak sektörün genelinde cari rasyonun ve likidite oranının eşik değerden düşük kalması nedeniyle sektör ortalamasına göre kıyas yapılmıştır. Bazı şirketlerde bu oranın 1’in altında olması daha da zayıf bir aktif yapısına işaret eder. 


Uzun zamandır süregelen yüksek enflasyon ve negatif reel faiz ortamında şirketlerin sermayeleri yetersiz kalarak nakit yaratabilme potansiyelleri azaldı, azalan sermayelerin nakit olarak zamanında yerine konulmaması, likit olmayan aktiflerin şirkete koyulması (bina, arsa vs) ve özellikle uzun kuyruklu branşlarda makro yapıdan kaynaklı teknik karşılıkların artışının çok daha hızlı olması sektör genelinde bilançolardaki aktif ve likidite yapısının bozulmasına sebebiyet vermiştir.


Prim ve Reasürans Alacakları / Aktif Toplamı rasyosu sektör ortalamasından küçük olmalıdır. Rasyonun sektör ortalamasından büyük olması zayıf likidite yapısına işaret eder. Acente Alacakları / Özkaynaklar oranının Hayat Dışı Şirketler için 0,80’den düşük olması beklenir. Bazı şirketlerde bu oranının 1’in üzerine çıktığı görülmekte iken tamamen kapalı çalışan birkaç şirkette ise oran 0’dır.


Tüm rasyolar dikkate alındığında aktif yapısı güçlü ve likiditesi yüksek olan ilk 10’da yer alan şirketler Anadolu, Bupa, Quick ve Sompo olarak öne çıkmaktadır. Tüm 4 rasyoda da sektör ortalamasının altında kalan şirket sayısı 4 olup gri ile işaretlenmiştir. Geçen dönem listede yer alan 2 şirket, alacaklarındaki iyileşme sonucu bu dönem listeden çıkmıştır. Sektörün geneline bakıldığında da önceki analiz dönemine göre tüm rasyolarda iyileşme gözlenmiştir.



985 görüntüleme1 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

1 Comment

Rated 0 out of 5 stars.
No ratings yet

Add a rating
Gökhan Koruyucu
Dec 03, 2024
Rated 5 out of 5 stars.

Şirketlerin bilanço sonuçlarını, yetersiz bilgiyle ama kendilerine toz kondurmayan bir kibirle bakkal defteri gibi yorumlayanların sayısı her geçen gün artarken, bu tip doğru bilgi ve özetlere ihtiyacımız var. Kaleminize sağlık Canan Hanım...

Edited
Like
bottom of page